Testis Tümörleri

Yetişkinlerdeki testis tümörleri:

En sık görülen yakınma hasta veya cinsel partner tarafından genellikle rastlantı sonucu farkedilen ağrısız tek taraflı şişlik veya nodüldür. Hastaların yaklaşık 1/3’ü skrotum veya karın alt kadranında ağrı hisseder. %10 hastadaki semptomlar metastazlara bağlıdır. Ensede şişlik, akciğer metastazına bağlı olarak öksürük veya nefes darlığı, retroperitoneal metastazlara bağlı gastrointestinal semptomlar veya sırt ağrısı, kemik ağrısı, merkezi sinir sistemi semptomları veya jinekomasti görülebilir.

Tanıda gecikme sık görülen bir durumdur. Tanıda gecikmenin klinik evrelemeyi ilerletmesi, morbiditeyi arttırması ve yüksek mortalite yaratması önemlidir. Gecikme nedenleri hem hastaya hem de doktora bağlı olabilir. Hastaya bağlı gecikme nedenleri testis şikayetlerinin önemini yanlış değerlendirme, bulguların önemsiz bir testis travmasına bağlanması, bulguların gelip geçmesi ve kanser korkusudur. Doktora bağlı gecikme nedenleri şikayetlerin iyi huylu bir hastalığa örneğin infeksiyon, epididimit veya hidrosele bağlanması ve testis muayenesinin ihmal edilmesidir.

Fizik muayene spermatik kord, skrotum ve derinin primer tümör ile tutulup tutulmadığına özellikle dikkat ederek testisin palpasyonunu içermelidir. Skrotal ultrasonografi testisteki kitleyi kanıtlayabilir. Şüpheli durumlarda testis MR istenmelidir. Alfa feto protein (AFP), beta HCG ve LDH gibitümör belirleyicileri kanda ölçülmelidir. Rutin olarak akciğer filmi, torax –abdominal ve pelvik BT çekilmelidir.

Testis kanserlerinin %90’dan fazlası germinal epitelden kaynaklanan germ hücre tümörleridir. Tümörler hem saf hem de karma formlarda bulunur. Sağda biraz daha sık olmak üzere hastaların %1-2’sinde çift taraflıdır. Testis kanserlerinin aşağı yukarı %5’i spermin oluşması ve olgunlaşmasını destekleyen hücrelerden türeyen gonadal stromal tümörlerdir. Testis tümörlerinin takriben %1’i başka bir lokalizasyondan metastaz yapmış tümörlerdir.

En sık görülen tip saf form seminomdur.  Ancak karma tümörler saf tümörlerden daha sıktır. Diğer tümör tipleri; embriyonal karsinom, teratom, koriyokarsinom ve yolk kesesi tümörüdür. Testis tümörleri oluşumunda en önemli risk faktörü, kriptorşidizmdir. İnmemiş testislilerde testis tümör riski 3ile 14 kat artmıştır. Tüm testis kanserlerinin %10’u inmemiş testislerden kaynaklanır.

15-40 yaş arasında en sık seminom ve karma germ hücre tümörleri görülür. Süt çocuklarında yolk kesesi tümörleri hakimdir. 50 yaş üzerinde ise spermatositik seminom, lenfoma ve başka sekonder tümörler görülür.

En sık görülen metastatik bölgeler retroperitoneal lenf nodları, akciğer, karaciğer, kemik ve böbrektir.

Testis tümöründe ilk yapılması gereken; yüksek inguinal orşiektomi operasyonu ile tümörlü testisin çıkarılıp, vücuttan uzaklaştırılmasıdır. Çıkan testis ve sperm yolları mutlaka patolojik incelemeye gönderilmelidir, patoloji sonucuna göre radyoterapi veya kemoterapi gibi ek tedaviler planlanmalıdır.

Testiste ağrı, şişlik, ele gelen kitle veya sertlik hissedildiğinde vakit geçirmeden üroloğa başvurulmalıdır. Unutulmamalıdır ki testis tümöründe erken teşhis hayat kurtarabilmektedir.

 

Çocuklarda Testis Tümörleri:

Çocuklarda tüm testis tümörlerinin %63’ünü Yolk Kesesi tümörü oluşturur.

Testis tümörlü çocuklar aile tarafından testiste şişlik şikayeti tarafından getirilir. Yanılıp hidrosel olarak değerlendirilse tanı en az 6 ay kadar gecikebilir.

Öncelikle skrotal ultrasonografi ile sıvı toplanması (hidrosel), testis tümörü ayrımı yapılmalıdır. Yine AFP ve BHCG gibi tümör göstergeçlerine bakılmalıdır.

Tüm vakalarda cerrahi olarak testis ve eklerinin çıkarılması tam kür sağlayabilir. Çıkan örnekler patolojik değerlendirmeye tabi tutulmalı ve hızlıca tedavi-takip planlanmalıdır.

Testis tümörlü çocukların %90’ı yaşayacaktır. O yüzden erken tanı ve hızlı tedavi altın standarttır.