Ay: Aralık 2022

Azospermi Nedenleri ve Tedavi Başarı Oranı

Farklı zaman dilimlerinde gerçekleştirilen en az iki spermiyogram testinde herhangi bir sperm hücresi rastlanmaması, azospermi olarak değerlendirilmektedir. Azospermi ile kriptospermi sıklıkla birbirine karıştırılmaktadır. Kriptospermi hastalarının menisi içerisinde çok az da sperm hücresine rastlanmaktadır. Ancak azospermi olan hastalarda hiç sperm hücresi bulunmaz. Ancak bu durum, hastaların kesinlikle baba olmayacağı anlamına gelmez.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Azospermi Nedir?

Azospermi, meni içerisinde herhangi bir sperm hücresi bulunamaması durumudur. Günümüzde erkek kaynaklı kısırlıkların yaklaşık %10’unda azospermiye rastlanmaktadır. Azospermi doğuştan olabildiği gibi sonradan da edinilebilmektedir. Erkeklerde çok farklı nedenlere bağlı olarak azospermi görülür. Günümüzde uygulanan ameliyat yöntemleri ve gelişmiş tüp bebek tedavileri sayesinde azospermi hastaları da baba olabilmektedir.

Azospermi Belirtileri Nedir?

Azospermi büyük çoğunlukla herhangi bir belirtiye neden olmaz. Çoğu hasta ancak çocuk sahibi olmaya karar verdikten sonra azospermi hastası olduğunu öğrenmektedir. Çoğunlukla doğal yollarla gebeliğin oluşmadığı çiftler tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme yöntemlerine başvurmayı tercih ettiğinde kısırlığın nedenini öğrenmek için yapılan testler sonrasında azospermi teşhisi konmaktadır. Azospermi nadir olarak cinsel isteksizlik, ereksiyon bozukluğu, yüzde veya vücutta kıl kaybı gibi belirtilere yol açabilmektedir.

Azospermi Türleri Nelerdir?

Azospermi kendi içerisinde tıkanıklığa bağlı ve tıkanıklığa bağlı olmayan olmak üzere iki ana gruba ayırılır. Azospermi rahatsızlığının tedavisi hastalığın türüne göre değişiklik gösterir.

Tıkanıklığa Bağlı Azospermi

Tıkanıklığa bağlı azospermi, vas deferens, epididim ya da üreme sistemindeki başka bir bölümde tıkanıklık ya da bağlantı olmaması durumunda ortaya çıkan azospermi türüdür. Bu hastalarda sperm üretimi mevcuttur ancak tıkanıklık yüzünden meni örneğinde ölçülebilecek sperm hücresi bulunmaz. Bu gibi bir durumda sorunun kalıcı olarak düzeltilmesi de sperm toplama tekniklerine başvurulması da mümkün olabilmektedir.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi durumunda ise sperm üretimi kötü durumdadır ve meni içerisinde fark edilecek sayıda sperm üretimi yoktur. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi rahatsızlığını tedavi etmek daha zor olabilmektedir. Ancak günümüzde gelişmiş ameliyat yöntemleri sayesinde hastaların direkt olarak testisinden canlı sperm örneği alınabilmektedir.

Azospermi Nedenleri

Pek çok farklı faktör azospermiye neden olabilmektedir. Genetik bozukluklar, radyasyon ya da kimyasallara maruz kalma, bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, varikosel, hormonal değişiklikler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermiye neden olmaktadır. Tıkanıklığa bağlı azospermi nedenleri arasında ise epididim de enfeksiyona travmaya ya da nadir görülen genetik problemlere bağlı olarak görülen tıkanıklıklar, vas deferens veya sperm kanalı tıkanıklığı, tıkanıklığa bağlı azospermi nedenleri arasında bulunur.

Azospermi Tanı ve Tedavisi

Azospermi tanısı için genellikle iki farklı zamanda sperm örneği alınır ve spermiyogram testi yapılır. Ayrıca bazı kişilerde hormon testi ya da üreme yollarının bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ile görüntülenmesi gerekebilmektedir. Tıkanıklığa bağlı azospermi rahatsızlıklarında mikro cerrahi yöntemler ile tıkanıklığın açılması mümkündür. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi de ise hastalığın varikosel kaynaklı olması durumunda varikoselektomi ameliyatı yapılır. Ameliyat olan varikosel hastalarının %40’ının menisinde sperme rastlanmaktadır. Tıkanıklığa bağlı olmayan azosperminin tedavi edilemediği durumlarda ise tüp bebek tedavisinde kullanılmak için baba adayının testislerinde sperm örneği aranır. Burada canlı sperm bulma ihtimali oldukça yüksektir. Mikro Tese gibi gelişmiş uygulamalar sayesinde tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastaları baba olma şansı yakalayabilmektedir.

 

Sık Sorulan Sorular

1.Azospermi İlaçla Tedavi Edilir Mi?

Bazı erkeklerde sperm üretim bozukluğuna bağlı azospermi görülür. Kısaca hipo hipo olarak da bilinen hipogonadotropik hipogonadizm kaynaklı azospermi durumunda ilaçla tedavi mümkün olabilmektedir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülebilen hipo hipo hastalığı cinsiyete özgü üreme hormonlarının üretilmemesi durumudur. Genellikle cinsel isteksizlik ya da küçük testis gibi belirtilere neden olan hastalık genellikle ileri yaşta fark edilmektedir. Hormon tedavisinin süresi kişiden kişiye değişse de tedavi sonunda sperm çıkışı mümkün olabilmektedir.

2.Azospermi Önlenebilir Mi?

Genetik problemlere bağlı olarak gelişen azospermi hastalığını önlemenin herhangi bir yolu yoktur. Diğer durumlarda ise kesin olmamakla beraber azospermi de iyi yönlü ilerleme görülebilmektedir. Radyasyona maruz kalmaktan kaçınma, özellikle kasık bölgesini çok sıkı ve çok sıcak tutan iç çamaşırlarından uzak durma, kasık bölgesine hasar almadan kaçınma ya da sperm üretiminde probleme yol açabilecek olan ilaçlardan uzak durma azospermiyi önleme konusunda yardımcı olabilmektedir.

Azospermi Riskini Artıran Hastalıklar

Azospermi, en sık görülen erkek kaynaklı infertilite nedenlerinden birisidir. Tıkanıklığa bağlı ya da tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi olmak üzere iki farklı türü bulunmaktadır. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için endişe verici bir rahatsızlıktır. Ancak günümüzde azospermi kaynaklı infertilite problemi yaşayan çiftlerin büyük bir çoğunluğu bebek sahibi olabilmektedir. Bu noktada belirleyici unsurların başında azosperminin türü ve azospermi tanısı konan erkeklerden sperm bulmak için gerçekleştirilen cerrahilerin alanında uzman hekimlerce yapılmasıdır.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Azospermi Ne Sıklıkta Görülen Bir Hastalıktır?

Kısırlık problemi yaşayan erkeklerin %10’unda azospermiye rastlanmaktadır. Dünyadaki tüm erkek nüfusunun %1’inde de azospermi olduğu düşünülmektedir. Azospermi en yaygın görülen erkek kaynaklı kısırlık problemlerinden birisi olarak kabul edilmektedir.

Hangi Hastalıklar Azospermiye Sebep Olabilir?

Azospermi nedenleri rahatsızlığın türüne göre değişiklik göstermektedir. Y kromozomunu etkileyen genetik problemlerin yaklaşık %10 – 15’inin düşük sperm sayısına ya da azospermiye neden olduğu düşünülmektedir. Kallmann sendromu, hipotalamus ya da hipofiz bezinde hasara yol açan bazı hastalıklar, inmemiş testis, sertoli cell-only sendromu, Klinefelter sendromu, diyabet, varikosel ve bazı tümörler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi problemine neden olabilmektedir. Bazı enfeksiyonlar, kistler ve yaralanmaya bağlı gelişen bazı problemler tıkanıklığa bağlı azospermiye yol açan hastalıklar arasında yer alır.

Azospermi Risk Faktörleri

Azospermiye neden olabilecek risk faktörleri de benzer bir şekilde rahatsızlığın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi risk faktörleri arasında kriptorşizm, geç ergenlik, kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi, testosteron replasman tedavisi, anabolik steroid kullanımı, orşit geçmişi, ağır metaller ya da tarım ilaçları gibi toksinlere maruz kalma yer almaktadır. Tıkanıklığa bağlı azosperminin risk faktörleri arasında ise daha önceden yapılan testis ameliyatları, inguinal herni onarımı, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonu, skrotal travma ve üreme sisteminde meydana gelen malformasyonlar yer almaktadır.

Genetik Azospermi Risk Faktörleri

Her üç azospermi vakasının yaklaşık birisinin altında genetik faktörler yatmaktadır. Bununla beraber idiyopatik olarak değerlendirilen vakaların yaklaşık %40’ının da genetik kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Genetik faktörler hem tıkanıklığa bağlı hem de tıkanıklığa bağlı olmayan azospermiye yol açabilmektedir. Doğuştan vas deferens yokuluğu, Young sendromu bunlardan bazılarıdır. Konjenital hipotalamik hamartom, selektif gonadotropin yetmezliği, Klinefelter sendromu, XX erkek sendromu, Noonan sendromu, Y kromozomu mikro delesyonu, kriptorşidizm gibi bazı genetik problemler de tıkanıklığa bağlı olmayan azosperminin genetik risk faktörlerinden bazılarıdır.

Çevresel Azospermi Risk Faktörleri

Azosperminin çevresel risk faktörlerinin başında tarım zararlılarında karşı kullanılan ilaçlara ve çeşitli solventlere maruz kalmak gelmektedir. Ağır metallere uzun süre boyunca maruz kalan kişilerde de azospermi görülme riski yükselmektedir. Ayrıca aşırı sıcağa maruz kalma da çevresel risk faktörlerinden bir tanesidir.

Sık Sorulan Sorular

  1. Azospermi Hastası Olan Kişilerin Cinsel Yaşamı Sağlıklı Olabilir mi?

Azospermi problemi yaşan kişilerin genellikle cinsel yaşamında bir problem olmamaktadır. Ancak bazı kişilerde azospermi belirtisi olarak görülen ereksiyon bozukluğu ya da cinsel isteksizlik kişinin sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olmasına engel olabilmektedir.

  1. Azospermi Tedavisinde Tüp Bebek Şansı Nedir?

Günümüzde gelişen teknoloji ile beraber azospermi kaynaklı infertilite problemi yaşayan çiftlerin de bebek sahibi olması imkân dahilindedir. Tüp bebek tedavisinde azospermi problemi yaşayan erkeklerden rahatsızlığın türüne göre PESA ya da Mikro TESE gibi farklı şekillerde canlı sperm hücresi elde etmek mümkündür. Elde edilen sperm hücreleri daha sonra laboratuvar ortamında anne adayından alınan yumurta hücresi ile bir araya getirilerek dölleme gerçekleştirilir. Günümüzde pek çok azospermi hastası erkek, tüp bebek tedavisi sayesinde baba olabilmektedir.

Azospermi ve FSH İlişkisi

Azospermi, bir erkeğin menisinde canlı ya da cansız hiç olgun sperm hücresi bulunmaması durumudur. Üreme sisteminde meydana gelen bir tıkanıklık, hormonal problemler, ejakülasyon problemleri ya da testis yapısı veya işlevi ile ilgili sorunlar sonucunda ortaya çıkar. Azospermiye yol açan bazı problemler tedavi edilebilir ve tedavi sonrasında kısırlık problemi ortadan kaldırılabilir. Bazı nedenlerde ise yardımcı üreme tekniklerinde kullanılmak üzere kişi özelinde planlanan prosedürler sayesinde canlı sperm elde etmek mümkün olabilir.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Azospermi ve FSH

FSH, hipofiz bezinin testislerdeki spermatogenik hücrelere sperm yapmalarını söylemek için kullandığı hormonal sinyaldir. Normal FSH miktarı 1.0 – 7.0 mIU/mL civarındadır. FSH miktarının normalden yüksek ya da alçak olması çeşitli problemlere yol açabilmektedir.

FSH Düzeyi Düşük

Kandaki FSH miktarının 1.0 mIU/mL’nin altında olması FSH düzeyinin düşük olduğunu gösterir. Bu noktada testisler hipofiz bezinden gerekli sinyali alamayabilir ve testiküler sperm üretiminde işlevsel bir problem olmasa da üretilen sperm sayısında düşüş gözlemlenebilir.

FSH Düzeyi Yüksek

Beyin testislerin normalden daha az sperm ürettiğini algıladığında, testislerin daha fazla sperm üretmesini sağlamak için kan dolaşımına daha yüksek FSH salgılanmasını sağlar. Bu nedenle FSH seviyesinin yüksek olması testislerde sperm üretme kapasitesinin azaldığını gösterir. FSH seviyesini düşürmenin tek yolu sperm hücresini iyileştirmektir.

FSH Düzeyi Normal

Bazı durumlarda sperm üretimi düşük olan erkeklerde FSH düzeyi normal çıkabilmektedir. Hipofiz bezi testislerin olması gerekenden daha az sperm ürettiğine dair sinyal aldığında kandaki FSH oranını artırmaya çalışır. Ancak bazen hipofiz bezinden gelen FSH yanıtı körelir ve testiküler sperm üretiminin azalmasına rağmen FSH seviyesi aynı kalır.

Azospermi Tanısında Hangi Adımlar İzlenir?

Azospermi teşhisi sperm analizi ile oldukça kolay bir şekilde konabilmektedir. İlk olarak test için hastadan sperm örneği alınır. Sonrasında ise bu örnekte sperm hücresi olup olmadığı mikroskop altında incelenir. Alınan örnekte herhangi bir sperm hücresi bulunmaması durumunda hastaya azospermi teşhisi konur. Azospermi kaynaklı kısırlık problemi yaşayan çiftlere tüp bebek tedavisi önerilmektedir.

Azospermi Tedavisinde Kullanılan Yöntemler

Azospermi tedavisi, rahatsızlığın türüne göre değişiklik gösterir. Tıkanıklığa bağlı azospermide sperm akışına izin vermeyen tıkanıklıkların giderilmesi ile problem ortadan kaldırılabilir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi problemi medikal tedaviye cevap vermeyebilir. Ancak çeşitli yöntemler ile direkt olarak hastanın testisinden canlı sperm elde edilmesi mümkün olabilir. Elde edilen bu sperm hücresi sonrasında laboratuvar ortamında çok ince bir iğneyle yumurta hücresinin içerisine bırakılır. Döllenmenin gerçekleşmesi halinde embriyo oluşursa, oluşan embriyo kaliteliyse bir sonraki aşamaya geçilir. Embriyo anne adayının rahmine transfer edilerek tüp bebek tedavisi tamamlanır.

Epididimal Sperm Elde Etme Teknikleri

Epididimal sperm elde etme teknikleri arasında kısaca PESA olarak bilinen perkütan epididimal sperm aspirasyonu ve mikroskopik sepididimal sperm aspirasyonu olarak bilinen MESA yöntemleri ile yapılmaktadır. Bu yöntemlere epididimal sperm elde etme teknikleri adı verilmektedir. Epididimal sperm elde etme teknikleri tıkanıklığa bağlı azospermi hastalarına uygulanmaktadır.

Testisten Sperm Elde Etme Teknikleri

Testisten sperm elde etme teknikleri ise TESE, Mikro TESE ve TESA yöntemleridir. Bu yöntemler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarına uygulanır. Bu şekilde direkt olarak sperm hücrelerinin üretildiği yerde sperm araması gerçekleştirilir.

Sık Sorulan Sorular

1.Sekonder Azospermi Nedir?

Sonradan edinilmiş azospermiye sekonder azospermi adı verilmektedir. Sperm üretiminde bozulmaya yol açacak çevresel etkenler, üretimi etkileye çeşitli hastalıklar, bazı hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar sekonder azospermiye yol açabilmektedir.

2.Azospermi Hastaları Baba Olabilir Mi?

Günümüzde gelişen teknolojiler sayesinde azospermi hastalarının büyük bir kısmı baba olabilmektedir. Azospermi günümüzde tedavi edilebilir ya da direkt olarak testisten alınan sperm hücresi ile çiftlerin bebek sahibi olması sağlanabilmektedir.

Mikro TESE Ameliyatı ile Klinefelter Sendromu Tedavisi

Klinefelter sendromu yaklaşık her 500 erkekten birinde görülen genetik bir problemdir. Kısaca KS ya da XXY olarak da bilinen bu sendromun vücut üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de infertilitedir. Ancak mikro TESE gibi gelişmiş ameliyat yöntemleri sayesinde Klinefelter sendromu olan kişiler de çocuk sahibi olabilmektedir.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Klinefelter Sendromu

Klinefelter sendromu, bir erkeğin fazladan bir X kromozomu ile doğduğu yaygın bir genetik durumdur. Tipik olarak bir erkek bir X ve bir de Y kromozomuna sahiptir. Klinefelter sendromlu kişilerde meme büyümesi, meme kanseri, osteoporoz, kısırlık ve öğrenme güçlükleri gibi problemler görülebilir. Tedavi fiziksel ve duygusal terapinin yanı sıra hormon replasmanı içermektedir.

Klinefelter Sendromu Nedir?

Erkekler X ve Y olmak üzere iki farklı 46 kromozom ile kadınlar ise ikisi de X olan 46 kromozomu ile dünyaya gelir. Bir bireyin beklenen X veya Y kromozomlarından daha fazla veya daha azına sahip olabileceği bir dizi farklı durum vardır. Bir erkeğin genetik kodunda fazladan bir X kromozomu ile dünyaya gelmesine Klinefelter sendromu adı verilir. KS görülen kişilerde 46 yerine 47 kromozom vardır. Kişinin hücrelerinin yalnızca bazılarında bu değişiklikten kaynaklanan etkilenen formlar vardır. Diğer hücreler tipik 46 XY’ye sahip olabilir.

Klinefelter Sendromu Özellikleri Nelerdi?

Klinefelter sendromu doğuştan gelen bir problemdir. Hamilelik döneminde yapılan bazı testler çocukta Klinefelter sendromu olup olmadığını gösterebilmektedir. Ancak sendrom genellikle ileri yaşlarda teşhis edilir. Bebeğin normalden daha küçük penis ile doğması ya da ergenlik yaşları geldiğinde ergenliğe girilmemesi belirtiler arasında yer alır. Klinefelter sendromu olan birçok erkeğe tanı konamamaktadır. Hayatında bebek sahibi olmayı planlamayan birçok kişi fazladan bir X kromozomuna sahip olduğunu bilmemektedir.

Mikro TESE İle Klinefelter Sendromu Tedavisi

Klinefelter sendromu olan kişilerin testislerinde sperm üretimi olmadığı için azospermi görülür. Klinefelter sendromu, tıkanıklığa bağlı olmayan azopsermi nedenlerinden birisidir. Azospermi hastalarının menisinde hiçbir sperm hücresi bulunmaz. Ancak mikro TESE ameliyatı ile Klinefelter sendromu olan birçok kişi baba olma şansını yakalayabilir. Ameliyat esnasında alınan örnek dokularda çok detaylı bir şekilde sperm hücresi araması gerçekleştirildiği için ameliyat uzun süre bilmektedir. Mikro TESE ameliyatları ortalama 2 – 2,5 saat kadar sürmektedir.

Mikro TESE İle Klinefelter Sendromlu Erkeklerin Çocuğu Olur mu?

Klinefelter sendromu kaynaklı kısırlık problemi nedeniyle çocuk sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi tavsiye edilmektedir. Tüp bebek tedavisi kapsamında mikro TESE ameliyatı ile direkt olarak testis dokularında canlı sperm hücresi aranır. Skrotuma açılan küçük bir kesiden içerisinde sperm hücresi olabilecek seminifer tübülleri araştırılır. Sperm barındırma ihtimali yüksek olan doku alınarak mikroskop altında incelenir. Sperm hücresi bulunmadığı takdirde farklı dokulara geçilir ve sperm hücresi bulunana kadar bu işlem tekrar eder. Sperm hücresi bulunduğunda ise açılan kesi kapatılarak ameliyat sonlandırılır. Bu şekilde elde edilen sperm hücreleri, laboratuvar ortamında anne adayından alınan yumurta hücreleriyle döllenir. Ancak bu her Klinefelter sendromuna sahip kişide mikro TESE ameliyatı ile canlı sperm hücresi bulunabileceği anlamına gelmez.

Mikro TESE İle Klinefelter Sendromu Tedavisinin Başarı Oranı Nedir?

Mikro TESE ameliyatlarında sperm bulma ihtimali oldukça yüksektir. Klinefelter sendromuna sahip olan kişilerin menisinde sperm hücresine rastlanmasa da bu testislerde canlı sperm bulunamayacağı anlamına gelmez. Her ne kadar başarı oranı hastadan hastaya değişiklik gösterse de genel olarak mikro TESE ameliyatı ile testiste canlı sperm hücresi bulma ihtimali %60 civarındadır.

Mikro TESE Öncesinde Ve Sonrasında Hastalar Nelere Dikkat Etmeli?

Mikro TESE ameliyatı son derece güvenli bir ameliyattır. İşlem genel anestezi ile yapıldığı için ameliyat öncesinde uzman hekimin verdiği kurallara harfiyen uymak gerekir. Skrotum vücutta en hızlı iyileşen bölgelerden birisidir. Ameliyatın minimal invaziv bir şekilde yapılmasının da avantajıyla kişiler kısa süre içerisinde günlük hayata geri dönebilmektedir. Ameliyat sonra ilk birkaç gün ağrı olması normaldir. Oluşan ağrı, ağrı kesiciler ile kolayca kontrol altına alınabilir. Hastaların ameliyattan sonraki 10 gün boyunca cinsel ilişkiden, mastürbasyon yapmaktan ya da vücudun üstüne yük bindiren temaslı spor aktivitelerinden uzak durması tavsiye edilir.

Mikro Tese Ameliyatı Kaç Kez Tekrarlanabilir?

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi, spermatogenez yetmezliğine bağlı olarak meni içerisinde sperm hücresi bulunmaması durumudur. En ciddi erkek kaynaklı kısırlığı türüdür ve çeşitli sebeplere bağlı olarak gelişebilir. Azospermi en yaygın görülen erkek kısırlığı nedenidir. Ancak günümüzde mikro TESE ameliyatı gibi seçenekler sayesinde tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarının da baba olma ihtimali bulunmaktadır.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Mikro TESE Nedir?

Mikro TESE, tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında uygulanan bir sperm arama operasyonudur. Bu işlemde direkt olarak testis dokusu içerisinde canlı sperm hücresi aranmaktadır. Mikro TESE ameliyatı ile elde edilen canlı sperm, tüp bebek tedavisinde kullanılarak kısırlık problemi yaşayan çiftlerin bebek sahibi olmaları mümkün hâle gelmektedir.

Mikro TESE Ameliyatı Nasıl Uygulanır?

Mikro TESE ameliyatı, genel anestezi ile uygulanan bir mikro cerrahi uygulamasıdır. Ameliyat için skrotumun ortasından bir kesi açılır ve içerisinde sperm olma ihtimali bulunan tübüller mikroskop ile detaylı olarak incelenir. Sonrasında ise içerisinde canlı sperm hücresi olabilecek doku örnekleri alınır ve mikroskop ile kontrol edilir. Bu işlem sperm örneği bulunana kadar tekrarlanır. Bulunan örnek tüp bebek tedavisinde kullanılmak üzere ayrıştırılır, gerektiği takdirde dondurulur. Sonrasında ise açılan kesiler dikiş ile kapatılır. Hastalar genellikle aynı gün taburcu edilmektedir.

Mikro TESE İle Azospermi Tedavisi

Gelişmiş bir yöntem olması nedeniyle mikro TESE ameliyatı oldukça risksiz ve kolay bir ameliyattır. Ancak ameliyat esnasında sperm arama işlemi biraz uzun sürebilmektedir. Mikro TESE ameliyatı yaklaşık 2 – 2,5 saatlik zaman diliminde tamamlanır. Her ne kadar ameliyatın kendisi minimal invaziv bir yöntem olsa da uzun sürmesi nedeniyle lokal anestezi yerine genel anestezi tercih edilmektedir. Mikro TESE ameliyatı oldukça güvenli bir işlemdir. Ameliyat kesisi çok küçük olduğu ve skrotum hızlı iyileşmeye yakın bir bölge olduğu için hastalar kısa sürede gündelik hayata kaldıkları yerden devam edebilirler. Ameliyat sonrasında birkaç gün ağrı kesici kullanılması gerekebilmektedir.

Mikro TESE Ameliyatına Girmeden Önce Başarı Oranını Tahmin Edebilir miyiz?

Mikro TESE ameliyatı öncesinde sperm bulma ihtimali kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Hastanın genel sağlık durumu, hormon dengesi, tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi altında yatan neden gibi pek çok faktör başarı oranını ciddi biçimde etkilemektedir. Bu nedenle ameliyat öncesinde kesin bir başarı oranından bahsetmek çok mümkün olmamaktadır. Biyo mevcut testosteron oranı düşük olan kişiler için hormon replasmanı tedavisi gerekebilmektedir. Bu şekilde mikro TESE ameliyatı ile testislerde canlı sperm bulma şansı yükselebilmektedir. Testosteron hormonunun normal seviyelere gelmesi azospermiyi tamamen tedavi etmese de testislerde sperm üretimi ile uyarılabilmektedir.

Mikro TESE Ameliyatının Genel Başarı Oranı Nedir?

Her ne kadar ameliyat öncesinde bireysel bir başarı oranında bahsedilmesi mümkün olmasa da mikro TESE ameliyatı için genel bir başarı oranından bahsetmek çok yanlış değildir. Genel olarak mikro TESE ameliyatlarında canlı sperm hücresi elde etme ihtimali %60’lara kadar çıkmaktadır. Ancak canlı sperm hücresinin elde edilmesi başarılı bir hamilelik olacağı anlamına gelmez. Tüm bunlara ek olarak mikro TESE cerrahisindeki başarı oranının cerrahi deneyimle yakından ilgili olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmasıdır.

Mikro TESE Ameliyatı Hangi Durumlarda Tekrarlanır?

Mikro TESE ameliyatının başarısız olması durumunda ameliyat ikinci kez gerçekleştirilebilir. Ancak iki ameliyat arasında 6 – 12 ay arasında dinlenme süresi bulunmalıdır. Bu süre tamamlandıktan sonra ikinci mikro TESE ameliyatının herhangi bir sakıncası yoktur. İlk mikro TESE ameliyatında sperm hücresi bulunmaması ikincide de bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. İlk ameliyatında canlı sperm hücresine rastlanmamış hastaların bazılarında ikinci ya da üçüncü ameliyatında sperm hücresi bulunabilmektedir.

Mikro TESE Ameliyatı Kaç Kez Tekrarlanabilir?

İlk mikro TESE ameliyatında sperm hücresi bulma ihtimali oldukça yüksektir. Ancak canlı sperm bulma işlemi başarısız olduğunda ameliyat tekrarlanabilmektedir. Hastalara toplamda 3 mikro TESE ameliyatı önerilmektedir. Ancak üçten fazla mikro TESE ameliyatı olan hastalar da bulunmaktadır.  Mikro TESE ameliyatıyla da sperm hücresi bulunamaması durumunda çiftler için yapılacak başka bir işlem bulunmamaktadır.

Tekrarlayan Mikro TESE Ameliyatı Zararlı mıdır?

Mikro TESE ameliyatı, minimal invaziv bir yöntemdir. Ameliyat alanı mikroskop ile kontrol edildiği için çevre dokulara zarar verme ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle oldukça güvenli bir ameliyat olarak kabul edilmektedir. Diğer taraftan ameliyatın durumu hastaların genel sağlık durumuna, tıkanıklığa bağlı olmayan azospermiye bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi

Menisinde hiç sperm olmayan erkekler azospermi hastası olarak kabul edilmektedir. Azospermiye neden olabilecek birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin bazıları genetik ve doğuştandır. Ancak sonradan da travma gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilmektedir. Azospermi rahatsızlığı kendi içerisinde tıkanıklığa bağlı ve tıkanıklığa bağlı olmayan olmak üzere ikiye ayrılır.

Azospermi hakkında daha fazlasını öğrenmek için buraya tıklayın

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan (Nonobstrüktif) Azospermi Nedir?

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi, testislerde işlev bozukluğu nedeniyle sperm üretiminin çok az olması ya da hiç olmamasıdır. Tıkanıklığa bağlı olan azospermi hastalarında sperm üretimi mevcuttur ancak tıkanıklık nedeniyle meni içerisinde sperm yer almaz. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi de ise sperm üretimi işlevi bozuktur. Sertoli cell only sendromu, gelişim durması ya da hipospermatogenez gibi nedenler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi nedenleri arasında yer alabilmektedir.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi Risk Faktörleri

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi rahatsızlığı pretestiküler ve testiküler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Pretestiküler problemler normal sperm üretimi için hormon dengesini bozar. Hipo hipo olarak bilinen hipogonadotropic hipogonadizm, hipotiroidizm, Kallman sendromu, bazı hipofiz bezi tümörleri ve bazı ilaçların kullanımı pretestiküler azospermi rahatsızlığına yol açar. Varikosel, kriptorşidizm, testis kanseri, radyasyona maruz kalma, çeşitli kimyasallara maruz kalma, sertoli cell only sendromu, Klinefelter sendromu gibi durumlar da testiküler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi risk faktörleri arasında yer alır.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi Belirtileri

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi herhangi bir belirtiye neden olmayabilmektedir. Belirti görüldüğünde ise bu belirtiler tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi nedenine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu belirtilerin arasında saçlarda ve tüylerde seyreklik, cinsel isteksizlik, testisler ve penis etrafında şişlik, testislerde küçülme ve normal yollardan gebeliğin oluşmaması yer alır.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi Tanı Süreci

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi tanısının konabilmesi için ilk olarak kişiye spermiyogram testi yapılmaktadır. Bu test sonucunda alınan meni örneğinde sperm bulunmaması durumunda azospermi teşhisi için farklı zaman dilimlerinde en az iki defa spermiyogram yapılmaktadır. Sonrasında ise hastalığın türünü ve altında yatan nedeni anlayabilmek içi çeşitli hormon testleri, idrar tahlili, çeşitli genetik testler ya da testis biyopsisi gibi yöntemlerden yararlanılır.

Mikro TESE Ameliyatı ile Tıkanıklığa Bağlı Azospermi Tedavisi

Kısaca mikro TESE olarak bilinen mikroskopik testiküler sperm ekstraksiyonu ameliyatı, tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarının bebek sahibi olabilmesini sağlayabilmektedir. Bu yöntemde mikro cerrahi yöntemlerle sperm kanallarında canlı sperm hücresi aranır. Her ne kadar menide sperm örneği olmasa da testisler canlı sperm bulunması ihtimali vardır. Mikro TESE ameliyatı ile bulunan canlı spermler, tüp bebek tedavisinde kullanılabilmektedir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi teşhisi konmuş hastaların yaklaşık %60’ının testislerinde canlı sperm hücresine rastlanabilmektedir.

Sık Sorulan Sorular

1.Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi Tedavi Edilebilir mi?

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında testosteron seviyeleri düşük olan kişilerde uygulanan hormon tedavisi ile sperm elde etmek mümkün olabilmektedir. Ancak bu yaklaşık her 10 erkekten 1’inde görülmektedir. Hormon tedavisi sonucunda meni de sperm bulunma ihtimali de mikro TESE ameliyatı ile direkt testislerde canlı sperm bulma ihtimali de artmaktadır.

2. Nonobstrüktif Azospermi Hastalarında Hormon Tedavisi Şart mıdır?

Nonobstrüktif azospermi hastalarında hormon tedavisi şart değildir. Testosteron seviyesi çok düşük olmayan hastalarda hormon tedavisinin uygulanmasına gerek duyulmamaktadır. Ancak yapılan hormon testleri sonucunda testosteron hormonunun çok düşük çıkması durumunda hormon tedavisi gerekebilmektedir. Ancak göz önünde bulundurulması gereken nokta biyo mevcut testosteronun yüksek olmasıdır. Toplam testosteronun yüksek olması tek başına yeterli değildir.